20 Nisan 2010 Salı

an

Bir gün, bir yerde acayip bir şey olur. Önemsemeden, gülümseyerek geçer gidersin.
Ayağına bulaştığını farkedemezsin.
Saçma, birbirine asla benzemeyen hayallerinin ya da felaket senaryolarının içine istemeden iliştirirsin ama...
Gözlerini kapayıp, kafanı sallarsın bi. "dur bakalım güzel kızım, napıyosun bi kendine gel" dersin.
Sonra gülümsersin. O anı hatırlayarak.O önemsemediğin, o üstünde durmadan koşar adım ilerlemeye kalktığın o anı.
Her önüne gelene "sana aşık oldum" demelerin, arkadaşlarına "yarın evlenelim dese, 1 saniye düşünmem" ağlamaların, "baharı bekliyorum manita için" avamlığın, sağlı sollu seri tokatlar halinde gelir.
Hastalıklı, histerik, uzun bir aşk geçmişin olduğu için aşık olsan anlayamayacak durumdasındır üstelik. İnançsızlığını ilan ederek, evreni olumsuz koşullandırdığını düşünecek kadar acıklıdır halin.
Şiirler yazılan, çok sevilmiş o kızlardan olmadığını bilerek, önemsememeyi kendine öğretip, türlü yüzeyselliklerin içinde kalmayı seçmişsindir. Böyle güçlü olmuş, böyle hafiflemişsindir.
Onun için çok salaksındır. Üzüldüğün zaman üzülmeyi becerememiş, bunu söyleyememiş ve bunun senin aydınlanman olduğunu 18 yaşında anlamsız bir gururla kendine söylemiş, en büyük yalanını kendine atmışsındır.
Düşündükçe sinirlendiğin o kızı suçlarsın. Her şey için. Başarısızlığının sebebi o kızdır ve o kız artık sen değilsindir.
Yarım kalmış hikayelerin vardır. Düzensizliğinden böyle olduğunu değil de, yarım kalmış hikayelerin yüzünden düzensiz olduğunu söyleyen arkadaşların vardır birde.
Her acıklı hikayenin zavallı karakteri olmaya and içmişsindir.
Hayallerinde bile sevdiği adamı sevdiği kadına el sallayarak yollayan, hep birileri için terkedilmiş, gerizekalı olmuşsundur.
Ayrılık sahneleri aklına geldikçe gülümsüyorsundur.
"Ne güzeldi en son birbirimizi bırakışımız o otobüs durağında!"

Şimdi o kaçabilirsin ama saklanamazsın anı, pat diye bir oyuncu değişikliği yapmıştır. 90+2 de girdi oyuna, şimdi maç bitiyor şakalarına tüm iki yüzlülüğünle bir tek sen gülersin.
Kalma ihtimalini asla düşünmezsin. O, sen olsan kalmazsın çünkü!
Birine yolda gülümseyip selam verdikten sonra, yürümeye devam ederken hala gülümsediğini farkedip esas duruşa geçeceksindir ve buna eminsindir.
Halin çok acıklıdır.
O "an" ayağına takılıyordur.
İpi çözülmüş ayakkabını bağlamak yerine, düşmemek için ayağını aksata aksata yürümek karakterin olmuştur ve düşene çok gülersin, hep gülersin...
Bitti.

Hiç yorum yok: